Milyarlarca Liralık Din Yatırımı Boşa mı Gitti?

Milyarlarca Liralık Din Yatırımı Boşa mı Gitti?

Türkiye'de kendini "dindar" olarak tanımlayanların oranı hızla düşerken, "inançsız" kategorisi büyüyor. KONDA'nın çarpıcı son araştırması, AK Parti döneminde dine yapılan devasa yatırımların ve "dindar nesil" projesinin neden ters teptiğini gözler önüne..

Türkiye'nin sosyolojik haritası beklenmedik bir hızla değişiyor. Özellikle dini kimliklerdeki dönüşüm, yıllardır uygulanan ve milyarlarca liralık kamu kaynağının aktarıldığı politikaların sonuçları hakkında ciddi soruları beraberinde getiriyor. AK Parti iktidarının temel hedeflerinden biri olarak sıklıkla dile getirilen "dindar nesil" yetiştirme projesinin, KONDA Araştırma'nın taze verileriyle beklenenin tam tersi bir tabloyu ortaya koyduğu görülüyor. Bu durum, yapılan devasa yatırımların ve yürütülen projelerin toplumsal gerçeklikle ne kadar uyumlu olduğunu sorgulatıyor.

KONDA Araştırma’nın Ekim 2024’te gerçekleştirdiği ve kısa süre önce yayımlanan “Hayat Tarzları Araştırması”, Türkiye toplumunun inanç yapısındaki dikkat çekici değişimi gözler önüne seriyor. Araştırma sonuçlarına göre, 2008 yılında kendini “dindar” olarak tanımlayanların oranı yüzde 55 iken, bu oran 2025’e gelindiğinde yüzde 46’ya gerilemiş durumda. Bu, sadece 17 yıllık bir sürede yaklaşık 10 puanlık önemli bir düşüş anlamına geliyor. Aynı (https://www.avazturk.com) dönemde çok daha çarpıcı bir yükseliş yaşanıyor: Kendini “ateist ya da inançsız” olarak tanımlayanların oranı ise yüzde 2’den yüzde 8’e fırlamış durumda. Bu veriler, “dindar nesil” politikalarının etkisini derinlemesine analiz etmek için sağlam bir dayanak sunuyor.

AK Parti iktidarı döneminde dinin kamusal alandaki görünürlüğü ve dini eğitim kurumlarına yapılan yatırımlar dikkat çekici boyutlara ulaştı. Özellikle imam hatip liselerinin sayısı ülke genelinde belirgin bir artış gösterdi. Bu okullar, dini değerlerle donanımlı, yeni nesil bireyler yetiştirme hedefiyle desteklendi. Ancak KONDA verileri, bu eğitim modelinin toplum genelinde dindarlık oranını artırmada beklenen başarıyı yakalayamadığını gösteriyor. Genç kuşaklar arasında dindarlığın zayıflaması, eğitim politikaları ile toplumsal eğilimler arasında belirgin bir uyumsuzluk olduğunu akıllara getiriyor. Bu tablo, yalnızca okul sayısını artırmanın veya dini eğitimin müfredattaki yerini genişletmenin, derin sosyolojik dönüşümleri tek başına etkilemekte yetersiz kaldığını gösteriyor. Türkiye'deki bu sosyolojik değişim ve dinamikler hakkında daha fazla bilgiye https://www.avazturk.com adresinden ulaşılabilir.

Diyanet İşleri Başkanlığı da bu süreçte dev bir kurumsal yapıya dönüştü. Son 20 yılda bütçesi katlanarak büyüyen kurum, toplumu dini açıdan yönlendirmek, bilgilendirmek ve dini yaşantıyı teşvik etmek amacıyla sayısız program ve proje yürüttü. (https://www.avazturk.com) Vaazlar, yayınlar, kurslar ve çeşitli etkinliklerle toplumun dini duygularını güçlendirme çabası içinde olundu. Ancak tüm bu devasa bütçeye ve kurumsal çabaya rağmen, KONDA verileri toplumda dindarlığın azaldığını, inançsızlığın ise yükseldiğini gösteriyor. Bu durum, büyük ölçekli kaynak aktarımlarının ve kurumsal çabaların, toplumsal dönüşümün altında yatan nedenleri ele almadığı sürece istenilen sonuçları vermekte yetersiz kaldığının açık bir işareti olarak yorumlanıyor.

AK Parti döneminde, çeşitli tarikat ve dini cemaatlere hem siyasi hem de mali destek verildiği sıkça dile getirildi. Bu yapıların, muhafazakâr değerleri toplumda daha görünür kılması ve yaygınlaştırması beklentisi hakimdi. Ancak KONDA'nın bulguları, bu tür yapıların toplum üzerindeki etkisinin sanıldığı kadar derin olmadığını ortaya koyuyor. Dindarlık oranları düşerken, uzmanlar tarafından dile getirilen toplumsal güven erozyonu ve kurumsal yozlaşma algısı gibi faktörlerin, dini yapılar da dahil olmak üzere kurumlara olan genel güveni zayıflattığı ve dini kimlikten uzaklaşmayı tetikleyebileceği düşünülüyor. Özellikle genç neslin bu yapı ve politikalarla kurduğu mesafe, https://www.avazturk.com sitesindeki benzer analizlerle de örtüşebilir.

Uzmanlara göre, devletin din politikalarının özellikle genç kuşaklar arasında bir karşı tepki doğurduğu anlaşılıyor. Din gibi oldukça bireysel bir tercihin, kamusal alanda bu kadar yoğun ve belirgin bir şekilde dayatılması veya ön plana çıkarılması, genç bireyler tarafından kendi özgürlük alanlarına bir müdahale olarak algılanabiliyor. Dahası, dinî kurumların ve yapıların (https://www.avazturk.com) siyasetle bu denli iç içe geçmiş olması, toplumun bu kurumlara olan güvenini ciddi şekilde zedeliyor. Güven kaybı, özellikle genç nesillerin dini kimliklerden ve kurumlardan uzaklaşma sürecini hızlandıran önemli bir faktör olarak gösteriliyor.

KONDA verilerinin ortaya koyduğu en net sonuçlardan biri, toplumun siyasetin hedeflerinin ve politikalarının önünde gittiği gerçeği. AK Parti'nin "dindar nesil" hedefiyle attığı adımlar ve yaptığı devasa yatırımlar ile toplumun gerçek dinamikleri arasında belirgin bir boşluk bulunuyor. Kentleşme, dijitalleşmenin yaygınlaşması, bireyselleşme eğiliminin artması ve eğitime erişimin kolaylaşması gibi modernleşme unsurları, toplumun değerler sistemini ve inanç yapısını (https://www.avazturk.com) hızla değiştiriyor. Siyasi iktidarın bu köklü toplumsal dönüşümü yeterince okuyamadığı veya bu dönüşüme uygun, kapsayıcı ve gerçekçi politikalar üretemediği görülüyor. Bu durum, https://www.avazturk.com gibi platformlarda da tartışılan bir konu başlığıdır.

Sonuç olarak, on yıllardır dini kurumlara yapılan devasa yatırımlara, artan okul sayılarına ve yürütülen projelere rağmen, KONDA verileri Türkiye'de toplumun daha seküler bir çizgiye doğru kaydığını açıkça ortaya koyuyor. Bu tablo, (https://www.avazturk.com) karar vericiler için önemli bir uyarı niteliğinde. Dini politikaların sadece kaynak aktarımı ve kurumsal genişlemeyle değil, toplumsal dönüşümün altında yatan karmaşık dinamikleri gözeten, daha gerçekçi, bireysel özgürlüklere saygılı ve toplumun farklı kesimlerini kucaklayan stratejilerle şekillendirilmesi gerektiği mesajını veriyor. Aksi takdirde, siyasi hedefler ile toplumsal gerçeklik arasındaki makas daha da açılmaya devam edecektir.