Siyasi Yangın Ankara'ya Yaklaşıyor mu?

Siyasi Yangın Ankara'ya Yaklaşıyor mu?

Türkiye siyaseti, Aziz İhsan Aktaş’ın ifadeleriyle sarsılırken, bu operasyonlar akıllara tarihin en büyük "suç atma" vakasını getiriyor: Roma İmparatoru Nero ve Büyük Yangın. Yargının tek taraflı işleyişi ve ardındaki gizli gündemler bu makalede tüm...

Türkiye’nin siyaset sahnesi, ardı arkası kesilmeyen operasyonlar ve hukuki belirsizliklerle adeta bir yangın yeri haline gelmiş durumda ve bu yangın, kaynağını siyasi hesaplaşmalardan alarak giderek büyüyor. Ülke, adeta nefesini tutmuş, bir sonraki hamlenin ne olacağını beklerken, medya ve kamuoyu gözü önünde cereyan eden olaylar zinciri, tarihin tozlu sayfalarından fırlamış bir hikayeyi akıllara getiriyor. Bu haber makalesi, yaşanan son gelişmeleri derinlemesine analiz ederken, okuyucuyu adım adım şaşırtıcı gerçeklere taşıyacak ve hikaye ilerledikçe daha da ilginç detaylarla karşınızda olmaya devam edecektir. www.avazturk.com olarak, bu siyasi tsunaminin ardındaki dinamikleri sorgulayacak ve Türkiye'nin geleceğine dair kritik soruları cesurca soracağız.

Gazeteci Nevşin Mengü'nün köşesinde aktardığı üzere, cezaevinden dahi kulis bilgilerini kamuoyuyla paylaşan Fatih Altaylı’nın, iktidara yakın trollerin tüm çabalarına rağmen milyonlarca kez izlenen videolarının, onu içeri atanlar için "kara bir tablo" oluşturduğu belirtiliyor. Bu durum, iktidarın kendi algı operasyonlarının bile, halkın gerçek bilgiye olan açlığını dindiremediğini açıkça gözler önüne seriyor. Altaylı'nın, dört belediyeye daha operasyon yapılacağı yönündeki tahmini ise siyasi kulislerde fırtınalar koparmış durumda. Eğer operasyonlar alfabetik sırayla devam ediyorsa, sıradaki hedefin Ankara Büyükşehir Belediyesi olacağı iddiası, başkentte büyük bir tedirginlik yaratmış durumda.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, sadece potansiyel bir Cumhurbaşkanı adayı olmakla kalmayıp, aynı zamanda bir hukukçu kimliği taşıyor ve sık sık "atf-ı cürüm" kavramının altını çiziyor. Bu vurgu, mevcut yargı süreçlerindeki olası çarpıklıklara dikkat çekmesi açısından büyük önem arz ediyor. Zira, "örgüt lideri" olduğu iddiasıyla tutuklanan iş insanı Aziz İhsan Aktaş’ın verdiği ifadeler, operasyonların ve tutuklamaların ana tetikleyicisi haline gelmiş durumda.

Mengü, Aktaş'ın ifadeleri verdikçe CHP'li belediye başkanlarının bir bir tutuklandığını belirtiyor. İstanbul, Beşiktaş, Avcılar, Gaziosmanpaşa, Ceyhan, Seyhan, Büyükçekmece, Adana, Antalya ve Adıyaman belediye başkanları, doğrudan Aziz İhsan Aktaş'ın anlatımları üzerine tutuklandılar. Aktaş’ın, Trabzon, Kocaeli, Kahramanmaraş ve Ordu belediyeleriyle de iş yaptığı, hatta Isparta Belediye Başkanı’na lüks bir araba hediye ettiği biliniyor olmasına rağmen, bu belediyelerle ilgili "ne hikmetse hiçbir şey olmadığı" ifadesi, yargının tarafsızlığına dair ciddi soru işaretleri doğuruyor. Nevşin Mengü’nün "Adam tak anlatıyor, yargı şak alıyor" sözleri, yargı sistemindeki bu tek taraflı işleyişi çarpıcı bir şekilde özetliyor. Mengü ayrıca, "Biri de demiyor ki, 'Birader az da anlat bakalım bu iktidar belediyelerinde işler nasıl yürüdü?'" diyerek, soruşturmaların neden sadece muhalif belediyelere odaklandığını sorguluyor.

Bu durumu anlamak için, tarihten tüyler ürpertici bir örnekle karşı karşıyayız: Roma İmparatoru Nero. Milattan Sonra 64 yılında, Nero döneminde Roma dahil 10 kentin yandığı biliniyor. Nero'nun, Troya'nın yanışını Lir çalarak izlediği efsanesi, bugüne kadar ulaşmış en çarpıcı hikayelerden biri. Roma cayır cayır yanarken, halk perişan içindeyken, imparatorun keyfi yerindeymiş. Bu durum üzerine Roma'da, Nero'nun kentleri beğenmediği ve baştan yapmak istediği için bilerek yaktırdığı söylentisi yayılmış. Nevşin Mengü, "O dönem işler nasıl yürüyordu bilmiyorum ama Nero’nun çok müteahhit dostu vardı herhalde" diyerek, bu söylentinin arkasındaki olası çıkar ilişkilerine gönderme yapıyor.

Evlerini kaybeden insanların yayılan bu söylentilerle iyice sinirlenmesi ve ayaklanmaların başlaması üzerine, imparatorlar bile popüler desteğe ihtiyaç duyduğu için Nero'nun gözünü o dönem azınlık olan Hristiyanlara diktiği anlatılıyor. Yangını Hristiyanların çıkardığını söyleyen Nero, evsiz ve yurtsuz kalan Romalıların hınçlarını Hristiyanlardan çıkarmasına neden olmuş. Tarihçi notlarında, Nero’nun Hristiyanları yakarak bahçesini aydınlattığı bile söylenir. Yangından sonra Nero, kendine kocaman bir saray yaptırarak iktidarını daha da pekiştirmiş. Kısa vadede Nero'nun taktiği işe yaramış gibi görünse de, Roma'nın daha uzun vadede Hristiyan olduğunu unutmamak gerektiği vurgulanıyor.

İşte tarihte bilinen en net "atf-ı cürüm" örneklerinden biri budur. Nero, kendisine yönelen öfkeyi durdurmak için, kolay bir hedefe suç atmış ve kendisini kurtarmak için başkalarını yakmıştır. Mansur Yavaş'ın da, Aziz İhsan Aktaş'ın ifadeleriyle bir bir içeri atılan siyasetçiler için bu kavramı kullanması, Aktaş'ın kendini kurtarmak için "anlattıkça anlattığı" yönündeki kanaati pekiştiriyor. Ancak Mengü, "‘Atf-ı cürüm’ü işleyen yalnız Aziz İhsan Aktaş mı?" diye sorarak, bu sistemin tek failinin Aktaş olup olmadığını sorgulamaya açıyor ve bu derinlemesine soru, tüm siyasi operasyonların arkasındaki asıl gerçeği işaret ediyor. Ülke, adeta bir tiyatro sahnesine dönüşmüşken, görünürdeki aktörlerin ötesinde, asıl perde arkasındaki yönlendiricilerin kim olduğu sorusu, tüm vatandaşların zihnini meşgul eden en büyük soru işaretidir ve bu siyasi yangının yayılıp yayılmayacağı, Türkiye'nin geleceğini belirleyecek en kritik faktör olmaya devam edecektir. www.avazturk.com olarak bu süreci yakından takip etmeyi sürdüreceğiz.