Sokaklarda denetim fırtınası: 3.6 milyon araç kontrol edildi
Günümüz trafik kazalarının önemli bir kısmının temelinde insan hataları yatıyor. Bu hatalardan belki de en tehlikelisi ve en yaygını, kırmızı ışık ihlali.
Türkiye’de 2024 yılı boyunca meydana gelen kazalarda hayatını kaybeden 137 kişinin ölümü, sadece bu basit gibi görünen ama sonuçları son derece yıkıcı olan kural ihlaline bağlandı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın kamuoyuyla paylaştığı veriler, kırmızı ışık ihlalinin toplumsal bir sorun haline geldiğini gözler önüne serdi.
Her Üç Günde Bir Can, Tek Sebep: Kırmızı Işık
Bakan Yerlikaya’nın açıkladığı verilere göre, 2024 yılında neredeyse her üç günde bir kişi, kırmızı ışık ihlali nedeniyle hayatını kaybetti.
Bu da yıl genelinde 137 kişinin, dikkatsizlik, acelecilik ya da kural tanımazlık gibi nedenlerle yaşama veda ettiğini ortaya koyuyor.
Bu rakamlar sadece birer istatistik değil; ardında yok olan hayatlar, yıkılan aileler ve geri döndürülemeyecek hatalar barındırıyor.
Kırmızı Işık Neden Bu Kadar Önemli?
Trafik ışıkları, sürücülerin ve yayaların can güvenliğini sağlamak amacıyla şehir planlamasında büyük rol oynar.
Özellikle büyük şehirlerde, araç yoğunluğunun düzenlenmesi ve kazaların önlenmesi açısından trafik ışıkları vazgeçilmezdir.
Kırmızı ışık, durmayı ve geçiş üstünlüğünün karşı yönde olduğunu belirtir. Bu kurala uymamak, hem yasal anlamda bir suçtur hem de hayatî tehlikeler barındırır.
Trafikte “birkaç saniye erken varmak” için yapılan bu ihlal, zincirleme kazalara, araç çarpışmalarına ve en acı sonucu olan can kayıplarına yol açmaktadır.
Kimi zaman karşıdan karşıya geçmeye çalışan bir yaya, kimi zaman yeşil ışıkta ilerleyen başka bir sürücü, bu bilinçsiz davranışın kurbanı olmaktadır.
Psikolojik ve Sosyolojik Boyut
Kırmızı ışıkta geçme davranışı sadece bireysel dikkatsizlikle açıklanamaz. Bu davranışın altında yatan psikolojik ve sosyolojik etkenler de göz ardı edilmemelidir.
Toplumda zamanla yerleşen “ben geçerim, bir şey olmaz” anlayışı, kural tanımazlığı meşrulaştırmaktadır. Özellikle büyükşehirlerde zamanla yarışan bireyler, ışıkta beklemeyi vakit kaybı olarak görmektedir. Bu acelecilik hali, trafik kazalarının temel nedenlerinden biri haline gelmiştir.
Ayrıca, trafik kurallarına uymanın bir “erdem” değil, zorunluluk olduğu bilinci henüz yeterince yerleşmemiştir.
Eğitim eksikliği, denetim yetersizliği ve yaptırımların caydırıcı olmaması da bu ihlalleri artıran diğer unsurlardandır.
Cezalar ve Yaptırımlar
Kırmızı ışık ihlalinin yalnızca maddi cezası değil, hukuki sonuçları da oldukça ciddidir. Türkiye’de bu kuralı çiğneyen sürücülere idari para cezaları kesilmekte ve ceza puanı uygulanmaktadır. Ancak ne yazık ki bu cezalar her zaman caydırıcı olamamaktadır.
Son yıllarda Emniyet Genel Müdürlüğü’nün hayata geçirdiği Elektronik Denetleme Sistemleri (EDS) ve MOBESE kameraları, ihlalleri tespit etmede önemli rol oynamaktadır.
Ancak, sistemlerin etkinliği kadar, vatandaşların bilinç düzeyi de belirleyici bir unsurdur. Ne kadar çok denetim yapılırsa yapılsın, bireylerde içselleştirilmiş bir trafik kültürü oluşmadıkça kazaların önüne geçmek mümkün değildir.
Aileler ve Toplum Açısından Sonuçlar
Kırmızı ışık ihlali sonucu meydana gelen kazaların ardında sadece can kayıpları değil, maddi zararlar, psikolojik travmalar ve uzun vadeli etkiler de yer almaktadır.
Bir trafik kazasında hayatını kaybeden birey, arkasında sadece bir boş koltuk değil; yas tutan aileler, yetim kalan çocuklar ve ruhsal çöküntüye uğramış yakınlar bırakır. Bu kazalar toplumun ruh sağlığını da olumsuz etkileyen toplumsal travmalara dönüşmektedir.
Kazaların ardından gelen “Keşke bekleseydim”, “Birkaç saniye önemli değilmiş” gibi pişmanlık dolu ifadeler, artık hiçbir anlam ifade etmemektedir.
Bu yüzden, kaza gerçekleşmeden önce önlem almak, geri dönülmez sonuçların önüne geçmenin tek yoludur.
Eğitim ve Farkındalık Çalışmaları Şart
Bu vahim tablonun değişebilmesi için yalnızca cezai yaptırımlar yeterli değildir. Toplumun her kesiminde trafik bilincinin geliştirilmesi, okul öncesi eğitimden başlayarak çocuklara trafik kurallarının öğretilmesi büyük önem taşır.
Ayrıca, sürücü kurslarının yalnızca direksiyon eğitimi vermekle kalmayıp, etik, sabır ve toplumsal sorumluluk gibi kavramları da içeren müfredatlarla donatılması gerekir.
Medya, sivil toplum kuruluşları ve devlet iş birliğiyle yürütülecek kamu spotları, seminerler ve bilgilendirici kampanyalar, bu konuda ciddi farkındalık yaratabilir.
İnsanların trafik kurallarına uymanın sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda bir insanlık görevi olduğu bilincine erişmesi sağlanmalıdır.
Teknoloji ile Trafik Güvenliği Artırılabilir
Gelişen teknolojiyle birlikte, araç içi uyarı sistemleri, otomatik frenleme sistemleri ve yapay zekâ destekli sürüş güvenliği sistemleri, kazaların önüne geçmede önemli katkılar sağlayabilir.
Ancak bu teknolojik gelişmelerin de etkili olabilmesi için sürücünün bilinçli ve dikkatli olması şarttır. Kırmızı ışık ihlalini önleyecek sistemlerin daha yaygın kullanımı, yeni araçlarda standart hale getirilmesi ve eski araçlara da entegre edilebilmesi, kaza oranlarını düşürebilir.
Birkaç Saniyeye Bir Ömür Değmez
Kırmızı ışıkta geçmenin bedeli, sadece ceza makbuzlarıyla ölçülemez. Bu ihlalin bedeli, bazen bir çocuğun yetim kalması, bazen bir annenin evladını yitirmesi, bazen de bir insanın hayatının aniden son bulması olabilir.
Trafikte birkaç saniye kazanmak uğruna yapılan bu tehlikeli davranış, geri dönülemez sonuçlar doğurabilir.
Her bireyin, direksiyon başına geçtiğinde taşıdığı sorumluluğun farkında olması, sadece kendi canını değil, trafikteki herkesin hayatını korumaya yönelik bir davranıştır. Trafik kurallarına uymak, bir erdem değil; bir zorunluluk ve bir yaşam hakkına saygı göstergesidir.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamayla emniyet ve jandarma birimlerinin 1-8 Mayıs 2025 tarihleri arasında gerçekleştirdiği trafik denetimlerinin kapsamını ve sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı.
Açıklamada yer alan verilere göre, söz konusu tarihler arasında ülke genelinde toplam 3 milyon 600 bin 17 araç trafik ekiplerince denetime tabi tutuldu.
Bu denetimlerin, trafikte düzenin sağlanması, kural ihlallerinin önlenmesi ve kazaların en aza indirilmesi amacıyla titizlikle yürütüldüğü vurgulandı.
Denetimler kapsamında birçok farklı ihlal türüne yönelik işlemler yapılırken, özellikle kamuoyunun tepkisini çeken “çakar” kullanımına dair veriler de dikkat çekti.
Sesli ve ışıklı uyarı sistemlerini, mevzuata aykırı şekilde araçlarına takarak kullanan 50 sürücü hakkında işlem yapıldı.
Bu tür cihazların, yalnızca belirli kamu görevlilerine ait araçlarda kullanılmasına izin verildiği, aksi durumların ise hem trafik güvenliğini tehlikeye attığı hem de toplumda rahatsızlık yarattığına dikkat çekildi.
En Fazla İşlem Hız İhlallerinde Gerçekleşti
Bakan Yerlikaya’nın paylaştığı istatistiklere göre, denetim süresince en fazla ihlalin hız sınırının aşılması sebebiyle gerçekleştiği tespit edildi.
Bu kapsamda 149 bin 311 sürücü, hız limitlerini aştıkları gerekçesiyle cezai işleme tabi tutuldu. Aşırı hızın, trafik kazalarının en başta gelen nedenlerinden biri olduğuna değinen Bakan, sürücüleri bu konuda daha dikkatli olmaya davet etti.
Bunun dışında, teknik şartlara uygunlukla ilgili denetimler de önemli yer tuttu. Özellikle araçların periyodik muayenelerinin yapılmamış olması, hem sürüş güvenliği açısından hem de çevresel etkiler bakımından ciddi riskler taşıyor. Bu kapsamda 27 bin 818 araç için muayene eksikliği nedeniyle işlem yapıldı.
Emniyet Kemeri Takmayan 25 Binden Fazla Sürücü ve Yolcuya Ceza
Trafikte can güvenliğini doğrudan etkileyen kurallardan biri olan emniyet kemeri kullanımı konusunda da ciddi ihlaller tespit edildi.
Denetimler sırasında 25 bin 993 kişinin emniyet kemeri takmadığı belirlendi ve bu kişiler hakkında yasal işlem uygulandı.
Emniyet kemerinin, kaza anında ölüm ve yaralanma riskini büyük ölçüde azalttığına dikkat çeken Bakan Yerlikaya, bu basit ama hayati önlemin ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı.
Ayrıca, sürücü belgesiz şekilde araç kullanan 16 bin 677 kişi ve zorunlu mali sorumluluk sigortasını yaptırmamış 7 bin 474 araç sahibi hakkında da yasal işlem uygulandı. Bu tür ihlallerin yalnızca kişisel değil, toplumsal güvenliği de tehdit ettiği belirtildi.
Toplamda, tüm bu ihlaller ve diğer trafik kurallarına aykırı davranışlar nedeniyle, 498 bin 666 araç ve sürücüye cezai işlem uygulandığı bildirildi.
Kırmızı Işık İhlali Can Almaya Devam Ediyor
Bakan Ali Yerlikaya, açıklamasında özellikle kırmızı ışık ihlalleri konusunda kamuoyunun dikkatini çekti. 2024 yılı içerisinde yalnızca bu nedenle meydana gelen kazalarda 137 vatandaşın hayatını kaybettiğini belirtti.
Bu da ortalama olarak her üç günde bir kişinin, kırmızı ışık ihlali sonucu yaşamını yitirdiğini ortaya koyuyor.
“Kırmızı ışıkta durmak sadece bir kural değil, insan hayatını korumanın temel yollarından biridir,” ifadelerini kullanan Yerlikaya, trafik ışıklarına uymanın yaşamsal bir sorumluluk olduğunu vurguladı.
“Lütfen trafik ışıklarına riayet edelim. Bir anlık acele, geri dönüşü olmayan sonuçlara neden olmasın,” çağrısında bulundu.
2025’in İlk Dört Ayında Kırmızı Işık İhlalinde 369 Bin Sürücüye İşlem
Bakan’ın verdiği bilgilere göre, 2025 yılının yalnızca ilk dört ayında kırmızı ışık ihlali yaptığı tespit edilen 369 bin 457 araç ve sürücüye işlem yapıldı.
Bu rakam, kural ihlallerinin devam ettiğini ve bu alanda hâlâ ciddi bir toplumsal farkındalık eksikliği bulunduğunu gösteriyor.
Yetkililer, bu tür denetimlerin aralıksız şekilde süreceğini ve trafik güvenliğini tehdit eden her türlü ihlalin üzerine kararlılıkla gidileceğini belirtiyor.
Aynı zamanda vatandaşlardan da daha dikkatli ve duyarlı olmaları isteniyor. Emniyet güçleri, ceza yazmanın tek amaç olmadığını, asıl hedefin can kayıplarını ve yaralanmaları önlemek olduğunu vurguluyor.
Trafikte Bilinçli Davranış Hayat Kurtarır
İçişleri Bakanlığı'nın trafik güvenliğine yönelik çalışmaları yalnızca denetimlerle sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda eğitim, bilgilendirme ve farkındalık kampanyalarıyla da destekleniyor.
Toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla yürütülen bu çabaların, trafik kültürünün gelişmesinde ve kazaların azaltılmasında büyük görev aldığı ifade ediliyor.
Uzmanlara göre, trafik kurallarına uymak sadece cezadan kaçınmak için değil, herkesin can ve mal güvenliğini sağlamak için hayati önemdedir.
Hız sınırlarına uymak, emniyet kemeri takmak, araç muayenelerini yaptırmak, gerekli sigortaları tamamlamak ve özellikle trafik ışıklarına dikkat etmek, her bireyin sorumluluğundadır.
Trafikte bilinçli hareket etmek, sadece kendimizin değil, yolda olan diğer herkesin güvenliğini doğrudan etkiler. Bu nedenle sürücülerden beklenti; daha dikkatli, daha saygılı ve daha sorumlu davranmalarıdır.