Uzmanlardan Ankara İçin Kritik Deprem Uyarısı: Çevresindeki Faylar Büyük Risk Taşıyor, Hazırlık Şart
Başkent Ankara'nın çevresindeki aktif fay hatları deprem riskini artırıyor. Uzmanlar, özellikle 7 üzeri büyüklükteki depremlerin Ankara'da ciddi hasara yol açabileceği uyarısında bulunuyor. Yapılması gereken acil önlemler ve kentsel dönüşüm masada.
Avazturk.com olarak edindiğimiz bilgilere göre, son yaşanan depremler ve uzman görüşleri Başkent Ankara'nın sanılandan daha yüksek bir deprem riski altında olduğuna işaret ediyor. Uzmanlar, özellikle şehrin çevresini saran aktif fay hatlarının potansiyel tehlikesine dikkat çekerek, acil ve kapsamlı hazırlık yapılması gerektiğinin altını çiziyor.
Geçtiğimiz günlerde Konya'nın Kulu ilçesinde meydana gelen 5.2 büyüklüğündeki deprem, merkez üssü Konya olmasına rağmen Ankara'da yaşayan pek çok kişi tarafından hissedildi ve Başkentte deprem tedirginliğini yeniden gündeme getirdi. Uzmanlara göre bu deprem, kayıtlara "Konya Kulu depremi" olarak geçse de, oluştuğu yere baktığımızda Tuz Gölü fayı olarak bilinen bir hat üzerinde meydana geldi. Depremin merkezinin Ankara kentine yaklaşık 100 km, Konya kent merkezine ise yaklaşık 150 km uzaklıkta olması, neden Ankara'da daha belirgin hissedildiğini açıklıyor.
Tuz Gölü Fayı ve 1000 Yıllık Sessizlik
Uzmanlar, 15 Mayıs tarihinde meydana gelen depremin oluştuğu Tuz Gölü fayının aktif bir fay olduğunu ve yaklaşık 1000 yıl gibi uzun bir süredir suskun kaldığını belirtiyor. Bu fay hattının büyük bir deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu ifade eden uzmanlar, Tuz Gölü fayının geçmişine yönelik yeterli bilgi olmasa da, bilimsel çalışmalarla buranın 6.5'tan büyük deprem üretme potansiyeli olduğuna, hatta 7'ye erişebileceğine dikkat çekiyor. En olumsuz senaryo düşünüldüğünde, Tuz Gölü fay hattına yakın yerleşim birimleri olan Ankara, Konya, Kırşehir, Kırıkkale, Niğde ve Aksaray gibi illerde hasara neden olabileceği ifade ediliyor. Ancak, böyle bir depremde net olarak "şu kadar bina yıkılır, şu kadar insan hayatını kaybeder, şu kadar insan yaralanır" diyebilmek için henüz yapılmamış deprem senaryosu çalışmalarına ihtiyaç olduğu vurgulanıyor. Buna rağmen, geçmiş deprem bilgilerine dayanarak, Tuz Gölü fay hattının yakınındaki tüm yerleşim birimlerinde mutlaka hasara, can kaybına ve yaralanmalara yol açabileceği rahatlıkla söyleniyor.
Ankara: Deprem Tehlikesiz Algısı ve Riskli Yapı Stoğu
Yıllardır uzmanların da şahit olduğu, "Ankara riskli bölge değil" söyleminin yaygın olduğuna dikkat çekiliyor. Ankara kent merkezinin hemen altından veya çok yakınından diri bir fay geçmemesi nedeniyle, Ankara'nın uzun yıllardır deprem tehlikesiz olarak düşünüldüğü ve "Ankara'da deprem olmayacak veya depremden etkilenmeyecek" şeklinde bir algının hakim olduğu belirtiliyor. Yapıların ve yerleşim yerlerinin de hep bu mantıkla yapıldığı için, yapılan çalışmalarla riskli yapı stoğunun artmış olduğu gözlemleniyor. Özellikle 80'li yıllardan önce yapılan binaların tamamının, deprem olmayacak varsayımıyla inşa edildiği ifade ediliyor.
Başkenti Çevreleyen Dev Fay Hatları
Ankara il sınırları içinde 7'den büyük deprem üretme potansiyeli olan bir fay olmasa da, Ankara'nın deprem tehlikesinin çevresindeki büyük fay hatlarından kaynaklandığına dikkat çekiliyor. Ankara'nın hemen kuzeyinde Türkiye ve dünyanın en aktif faylarından biri olan Kuzey Anadolu fayı, batısında Eskişehir fay zonu, güneyinde ise Tuz Gölü fayı yer alıyor. Doğusunda ise Elmadağ-Eldivan tektonik kaması ve Ezine Pazarı fay hatları bulunuyor. Uzmanlar, bu sayılan fay hatlarının tamamının 7'den büyük deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu ve Ankara kent merkezine yaklaşık 70 km uzaklıkta olduğunu belirtiyor.
Uzak Depremlerin Yakın Etkisi: Sisam Örneği
2020 yılında Ege Denizi'nde meydana gelen Sisam depreminin, kendisinden yaklaşık 75 km uzakta olan İzmir Bayraklı'da, zayıf zemin üzerine ve kurallara uyulmadan yapılmış binalarda hasara neden olduğu hatırlatılıyor. Uzmanlar, benzer bir senaryonun Ankara için de söz konusu olabileceğini ve Başkenti çevreleyen bu fay hatları üzerinde meydana gelebilecek olası 7'den büyük bir depremin Ankara'mızı etkileme olasılığının çok çok yüksek olduğunu vurguluyor. Hatta 6.5 büyüklüğündeki bir depremin bile etkili olabileceği ekleniyor. Ankara'nın nüfusunun 6 milyona yaklaştığı ve şehir merkezinin yarısına yakınının, hatta biraz fazlasının "zayıf zemin" üzerinde bulunduğu bilgisi, bu tehlikenin boyutunu artırıyor. Ankara'nın dört bir yanını saran bu fay hatlarında meydana gelecek büyük depremlerin, başta kent merkezi olmak üzere ilçelerde de hasara yol açma olasılığının çok yüksek olduğu ifade ediliyor.
Deprem Olmadan Yapılması Gerekenler Acil Öncelik Olmalı
Uzmanlara göre, toplum, yerel yönetimler ve merkezi hükümet olarak "depremin ne zaman olacağı" söyleminden hızlıca uzaklaşarak, deprem olmadan önce yapılacak çalışmalara odaklanmak kesinlikle şart. Ankara özelinde yapılması gerekenler detaylı bir şekilde sıralanıyor:
- Araştırmaların Artırılması: Ankara'da deprem üretme potansiyeli olan fayların belirlenmesi, paleosismoloji çalışmalarıyla geçmiş deprem büyüklükleri ve tekerrür aralıklarının ortaya çıkarılması için çalışmaların sayısı mutlaka artırılmalı.
- Tehlike Haritalarının Güncellenmesi: Ankara iline özel deprem tehlike haritaları tekrar güncellenmeli.
- Mikrobölgeleme Çalışmaları: Olası bir depremde zeminin ve binaların nasıl davranacağı ile ilgili mikrobölgeleme çalışmaları yapılmalı.
- İmar Planlarının Gözden Geçirilmesi: Mekansal planlar (çevre düzeni planı, imar planı) mutlaka imar planına esas jeolojik ve jeoteknik etüt raporları hazırlanarak gözden geçirilmeli. Sıvılaşma tehlikesi olan yerler, fay hattı üzerindeki yerleşimler, zayıf zeminli veya heyelanlı bölgeler önceden belirlenmeli.
- Yapı Stoğunun Tespiti ve Dönüşümü: Ankara'nın mevcut yapı stoğunun durumu (bina türleri, zemin özellikleri - alüvyon mu, sağlam kaya mı) mutlaka ortaya çıkarılmalı. Riskli bulunan binalar, kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında hızlı bir şekilde yenilenmeli veya güçlendirilmeli.
- Halkın Eğitimi: Ankara halkına yönelik deprem ve afet farkındalık eğitimlerine ağırlık verilmeli. Ankara'nın sanılanın aksine deprem tehlikesinin daha yüksek olduğu yönünde eğitim çalışmaları verilmeli. İnsanların deprem öncesi, sırası ve sonrasında ne yapması gerektiği konusunda bilgilendirilmesi önemli.
Uzmanlar, bu konularda Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin görevlerinin fazla olduğunu ve hem imar planlarında, hem yapı stoğuyla ilgili çalışmalarda, hem kentsel dönüşümde hem de eğitim çalışmalarında daha öncü bir rol alarak, Ankara'nın deprem tehlikesi ve riskine yönelik çalışmalara ağırlık vermesinin oldukça isabetli olacağını ifade ediyor.
Tuz Gölü Fayı Ne Zaman Kırılacak? Belirsizlik ve Hazırlık
Tuz Gölü fayının ne zaman kırılacağı sorusuna karşılık, uzmanlar depremin tam zamanını söylemenin mümkün olmadığını ve bu fayın çok sağlıklı çalışılmış bir fay olmadığını, depremlerin tekerrür periyotlarını söylemenin çok zor olduğunu belirtiyor. Ancak, afet yönetiminde her zaman en olumsuz senaryoya göre hazırlanmak gerektiği ilkesi hatırlatılıyor. Tuz Gölü fayı üzerinde olacak bir depremin ne zaman olacağı konusunda zaman vermenin mümkün olmasa da, bizleri, çocuklarımızı ya da torunlarımızı etkileme olasılığı olan bir fay hattı olduğu gerçeği kabul edilmeli. Bu nedenle, zamandan bağımsız olarak yol haritasını belirlemek ve Ankara'yı da diğer iller gibi deprem açısından tehlikeli olduğu gerçeğini kabul edip, deprem risklerinin azaltılması çalışmalarına odaklanmak çok isabetli olacaktır.
Sonuç olarak, Başkent Ankara'nın çevresindeki aktif ve potansiyeli yüksek fay hatları nedeniyle sanılandan çok daha ciddi bir deprem riski taşıdığı uzmanlar tarafından net bir şekilde ifade ediliyor. Geçmişteki algının aksine, Ankara depreme karşı hazırlıklı olmak zorunda. Yapı stoğunun güçlendirilmesi, imar planlarının risk haritalarına göre düzenlenmesi ve halkın bilinçlendirilmesi gibi acil adımların atılması, olası bir büyük depremin yıkıcı etkilerini azaltmada hayati önem taşıyor.